headerLogo2b-18pt-myriadpro

Vaad Edilen Kurtarıcı

Tanrı cennet konusunda güvence sahibi olmanızın bir yolunu açtı mı? Evet, kurban aracılığıyla insanın, Tanrı karşısında yeniden “doğru” olabilmesi için her zaman bir yol açmıştır.

İnanın bana, Kutsal Kitap’ı okuduğunuzda, sonsuz refahımızın her zaman Tanrı’nın en önemli kaygısı olduğunu göreceksiniz. Nitekim, Kutsal Kitap’ta İsa’nın ikinci gelişinden daha sık geçen konu kurtuluş konusudur. Tanrı’nın nihai sağlayışı hakkında bu gerçeği sizlere iletmek bu web sitesinin tek varlık nedenidir. Cennet vaadi, bu hayatta sizler ve benim alabileceğimiz en büyük vaattir. Kutsal Kitap’ta Tanrı’nın bizleri kendisiyle sonsuzluğu geçirmeye nasıl davet ettiğini göreceksiniz.

Tanrı’nın karşı karşıya olduğumuz ve kendi başımıza çözemeyeceğimiz çıkmazları çözmek için bir tasarı planladığını göreceksiniz. İsa Mesih’in yaşamı, işi ve görevinin neden zaman dahi başlamadan önce tasarlandığını öğreneceksiniz. “Tanrı bizi yaptıklarımıza göre değil, kendi amacına ve lütfuna göre kurtarıp kutsal bir yaşama çağırdı. Bu lütuf bize zamanın başlangıcından önce Mesih İsa'da bağışlanmış, şimdi de O'nun gelişiyle açığa çıkarılmıştır.” (2.Timoteos 1: 9, İncil). Düşünün biraz. Tanrı çok çok uzun bir süre önce sizi sevmeye başladı- sadece doğduğunuz zaman değil, zamanın başlangıcından önce! Kurtuluş yolumuz Tanrı tarafından ta sonsuzlukta planlandı ve sonra bizlere armağan edildi. Tamamıyla Tanrı’nın egemen iradesinden kaynaklanır ve bizim hak etmemize bağlı değildir. Tanrı’nın armağanını reddedebiliriz fakat hak edemeyiz.

Kutsal Yazılar’ı okuyana kadar, bana erişmek üzere en uzun yolu giden armağan 9000 kilometre yol kat etmişti. Kutsal Kitap’ta bana ulaşmak için çok daha uzun bir yolu kat eden bir armağan buldum. Bu armağan cennetten geldi. Sizi ve beni bilebileceğimizden çok daha fazla Seven’den gelen karşılıksız bir armağandır.

Her peygamberlik bölümünde belirgin olarak söz edilmese bile İsa Mesih, Kutsal Kitap’taki yüzlerce peygamberliğin merkezindeki kişidir. Nitekim, peygamberliğin temel amaçlarından biri Mesih’in görevini açıklamaktır. İsa ölümden dirildikten sonra bunu öğrencilerine net bir şekilde açıkladı, “Sonra onlara şöyle dedi: “Daha sizlerle birlikteyken, 'Musa’nın Yasası’nda, peygamberlerin yazılarında ve Mezmurlar’da benimle ilgili yazılmış olanların tümünün gerçekleşmesi gerektir' demiştim. Bundan sonra Kutsal Yazılar’ı anlayabilmeleri için zihinlerini açtı.” (Luka 24:44-45, İncil)

İsa Mesih’in bu peygamberliklerdeki rolünü bilmedikçe, İsa’nın ölümünün öğrenciler için anlamı olmayacaktı. Daha da kötüsü, trajik bir hata olarak yanlış bir şekilde yorumlayabilirlerdi. Hata mı? Hiç te değil. Tanrı daha henüz gerçekleşmeden yüzyıllarca önce bildirdi:

“Verdiğimiz habere kim inandı? RAB'bin gücü kime açıklandı? O RAB'bin önünde bir fidan gibi, kurak yerdeki kök gibi büyüdü. Bakılacak biçimden, güzellikten yoksundu. Gönlümüzü çeken bir görünüşü de yoktu. İnsanlarca hor görüldü, yapayalnız bırakıldı. Acılar adamıydı, hastalığı yakından tanıdı. İnsanların yüz çevirdiği biri gibi hor görüldü, Ona değer vermedik. Aslında hastalıklarımızı o üstlendi, acılarımızı o yüklendi. Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını, vurulup ezildiğini sandık. Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi, bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza Ona verildi. Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk. Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık, her birimiz kendi yoluna döndü. Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi.” (Yeşaya 53:1-6, Eski Antlaşma)

İsa, hizmetinin başlangıcında Eski Antlaşma’dan kendisiyle ilgili bir peygamberlik okudu. Okudukları italik olarak işaretlenmiştir:

“İsa, büyüdüğü Nasıra Kenti'ne geldiğinde her zamanki gibi Şabat Günü havraya gitti. Kutsal Yazılar'ı okumak üzere ayağa kalkınca O'na Peygamber Yeşaya'nın Kitabı verildi. Kitabı açarak şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu:

"Rab'bin Ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni yoksullara Müjde'yi iletmek için meshetti. Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için, ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak ve Rab'bin lütuf yılını ilan etmek için beni gönderdi.

Sonra kitabı kapattı, görevliye geri verip oturdu. Havradakilerin hepsi dikkatle O'na bakıyordu. İsa, "Dinlediğiniz bu Yazı bugün yerine gelmiştir" diye konuşmaya başladı.” (Luka 4:16-21, İncil)

Bu bölümde, Eski Antlaşma’dan en önemli referansın vaat edilen Mesih olduğuna kuşku yoktur. İsa doğrudan kendisine uygulamaktadır. Düşünün. Başka hangi peygamber bu harika görevleri kendisi için uygulayabilirdi? Körlerin gözlerini açmak, tutsakları özgür kılmak, kırılmış yüreklere şifa vermek ve insanları kendilerine baskı yapanlardan özgür kılmak! İsa’nın eşsiz görevi buydu.

İsa, bu dünyanın iç çeken ve ağlayan kalabalıkları için yeni bir çağın başlangıcını duyurmak amacıyla geldi. Kendisini, insanlığa eziyet eden bütün dertlere çare olarak sundu. Doğru, dertleri, ister fiziksel anlamda, isterse de ruhsal anlamda düşünün, çare İsa Mesih’tir. Daveti boş bir davet değildir. Diyor ki, “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm.” (Matta 11:28, İncil). İsa’nın vaat ettiği ‘rahatın’ bir armağan olduğuna dikkat edin. Belirli bir sayıda dini görevi yerine getirerek hak edilebilecek bir şey değildir. Bu web sitesinde başka yazılar okuduysanız, Tanrı’yla ilgili olarak bu konuyu anladığınızdan eminim.