headerLogo2b-18pt-myriadpro

Esenlik

Öncelikle huzurun nerelerde bulunamayacağını kabul edelim: Dünyamızda huzur yok çünkü uluslarımızda huzur yok. Uluslarımızda huzur yok çünkü şehirlemizde huzur yok. Şehirlerimizde huzur yok çünkü mahallemizde huzur yok. Mahallemizde huzur yok çünkü ailemizde huzur yok. Ailemizde huzur yok çünkü kalplerimizde huzur yok.

Bütün ihtiyaçlarınızın Tanrı tarafından cömert bir şekilde karşılanacağını bilseniz yaşamınızda ne kadar büyük bir esenliğe sahip olacağınızı hayal edebiliyor musunuz?

“Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın.” İSA (Yuhanna 14:27, İncil)

“Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!” İSA (Yuhanna 16:33, İncil)

Etrafımızdaki dünya değişiyor ama Tanrı değişmez. O şaşmaz, güvenilir, ve sevecendir. Esenlik Tanrısı’nı tanıyor musunuz? Birçok insan bilmiyor. Incil’deki kitaplardan birinde kapanış duasında şöyle yazıyor: “Esenlik kaynağı olan Rab'bin kendisi size her zaman, her durumda esenlik versin. Rab hepinizle birlikte olsun.” (2. Selanikliler 3:16, İncil)

Esenlik veren bu Tanrı’yı kişisel olarak tanıyabilirsiniz. Gerçek şu ki, Rab’den başkası bunu veremez. İsa’nın öğrencilerine söylediklerine kulak verelim. O zaman söyledikleri, eğer O’nu izleyenlerden biriysek, bugün sizin ve benim için geçerli. 

“Esenlik veren Tanrı hepinizle birlikte olsun! Amin.” (Romalılar 15:33, İncil)

Eğer İncil’de bir vaade rastlarsanız bunu kendiniz için kabul edebilirsiniz. Bu vaadin gerçekleşeceğinden emin olabilirsiniz. Tanrı güvenilirdir. Tanrı’nın bir teklifine rastlarsanız bunu kabul edebilirsiniz. Tanrı kaprisli değildir. Bu teklifi asla geri çekmez. Nitekim, en harika teklifi o kadar paha biçilmez ve ihtiyaçlarınız ve mutluluğunuza o kadar uygundur ki, gerçek olamayacak kadar iyi olduğunu düşünebilirsiniz. Gerçek şu ki, bu teklif o kadar iyidir ki, bu hayatta aldığınız tüm teklifleri aşmıştır. Düşüncede huzuru ve Tanrı tarafından tamamıyla kabul edilmeyi ve tamamıyla bağışlanmayı ve sonsuza dek cennette imanlılar ailesinin bir parçası olmayı içerir. Bu teklif iyi bir yaşam sürmek ya da dindar olmanın karşılığı olarak verilmez.

İnsan, kendisiyle esenlik içinde olmadığı için diğer kişilerle esenlik içinde değildir. Kendisiyle esenlik içinde değildir, çünkü Tanrı’yla esenlik içinde değildir.

Tanrı bize Kendisinden ayrı olarak mutluluk ve esenlik veremez, çünkü bu mevcut değildir. Böyle bir şey yoktur.

“Çünkü Tanrı bütün doluluğunun O’nda bulunmasını uygun gördü. Mesih’in çarmıhta akıtılan kanı aracılığıyla esenliği sağlamış olarak yerdeki ve gökteki her şeyi O’nun aracılığıyla kendisiyle barıştırmaya razı oldu. Yaptığınız kötülükler yüzünden bir zamanlar düşüncelerinizde Tanrı’ya yabancı ve düşmandınız. Şimdiyse Mesih sizi Tanrı’nın önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz olarak çıkarmak için öz bedeninin ölümü sayesinde sizi Tanrı’yla barıştırdı.” (Koloseliler 1:19-22, İncil)

Tanrı’nın insana İncil’de açıklamış olduğu İyi Haber nedir? Tanrı’yla barışmayı, günahlarımızın affedilmesini ve İsa Mesih’in ölümü ve dirilişi aracılığıyla cennette sonsuz yaşam umudunu deneyim edebiliriz.

İncil’i okurken İsa’nın acı içinde insanlara dokunduğunu göreceksiniz. Bu ilahi dokunuşların etkisi farklı insanlar için farklı anlamlara sahipti. İsa ve cüzamlı adamın hikayesinden olduğu gibi bazıları için arındıran bir dokunuştu. Kişisel olarak ben İsa’nın benim aklımı ve bedenimi arıtmasının ve bana esenlik vermesinin yaşam değiştiren bir deneyim olduğunu söyleyebilirim. Beni içten iyileştirdi ve günahlarımın hasar vermiş olduğu Tanrı’yla ilişkimi eski gönencine kavuşturdu. Eğer tanıklığımı okumak isterseniz “İnsanlar neden İsa’yı Kurtarıcı olarak kabul etmezler?” makalesini okuyabilirsiniz.

“Çünkü Tanrı karışıklık değil, esenlik Tanrısı’dır.” (1. Korintliler 14:33, İncil)

“Bunun için, öteki uluslardan doğan sizler bir zamanlar ne olduğunuzu anımsayın: Bedende elle yapılmış sünnete sahip olup “sünnetli” diye anılanların “sünnetsiz” dedikleri sizler, o zaman Mesihsiz, İsrail’de vatandaşlıktan yoksun, vaade dayanan antlaşmalara yabancı, dünyada umutsuz ve tanrısızdınız. Ama bir zamanlar uzak olan sizler, şimdi Mesih İsa’da Mesih’in kanı sayesinde yakın kılındınız.
Çünkü Mesih’in kendisi barışımızdır. Kutsal Yasa’yı, buyrukları ve kurallarıyla birlikte etkisiz kılarak iki topluluğu birleştirdi, aradaki engel duvarını, yani düşmanlığı kendi bedeninde yıktı. Amacı bu iki topluluktan kendisinde yeni bir insan yaratarak esenliği sağlamak, düşmanlığı çarmıhta öldürmek ve çarmıh aracılığıyla bir bedende iki topluluğu Tanrı’yla barıştırmaktı.
O gelip hem uzakta olan sizlere hem de yakındakilere esenliği müjdeledi.” (Efesliler 1:11-17, İncil)

“Tanrı’nın, kendisini sevenlerle, amacı uyarınca çağrılmış olanlarla birlikte her durumda iyilik için etkin olduğunu biliriz. O, önceden belirlediği kişileri çağırdı, çağırdıklarını akladı ve akladıklarını yüceltti.

“Öyleyse buna ne diyelim? Tanrı bizden yanaysa, kim bize karşı olabilir? Öz Oğlu’nu bile esirgemeyip O’nu hepimiz için ölüme teslim eden Tanrı, O’nunla birlikte bize her şeyi bağışlamayacak mı? Tanrı’nın seçtiklerini kim suçlayacak? Onları aklayan Tanrı’dır. Kim suçlu çıkaracak? Ölmüş, üstelik dirilmiş olan Mesih İsa, Tanrı’nın sağındadır ve bizim için aracılık etmektedir.
Mesih’in sevgisinden bizi kim ayırabilir? Sıkıntı mı, elem mi, zulüm mü, açlık mı, çıplaklık mı, tehlike mi, kılıç mı? Yazılmış olduğu gibi:
“Senin uğruna bütün gün öldürülüyoruz,
Kasaplık koyun sayılıyoruz.”
Ama bizi sevenin aracılığıyla bu durumların hepsinde galiplerden üstünüz. Eminim ki, ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdiki ne gelecek zaman, ne güçler, ne yükseklik, ne derinlik, ne de yaratılmış başka bir şey bizi Rabbimiz Mesih İsa’da olan Tanrı sevgisinden ayırmaya yetecektir.” (Romalılar 8: 28-39, İncil)

“Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrı’ya dua edip yalvararak şükranla bildirin. O zaman Tanrı’nın her kavrayışı aşan esenliği Mesih İsa aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır.” (Filipililer 4: 6-7, İncil)

“Mesih’in esenliği yüreklerinizde hakem olsun. Tek bir bedenin üyeleri olarak bu esenliğe çağrıldınız. Şükredici olun!” (Koloseliler 3:15, İncil)

“Esenlik kaynağı olan Tanrı’nın kendisi sizi tümüyle kutsal kılsın. Ruhunuz, canınız ve bedeniniz Rabbimiz İsa Mesih’in gelişinde eksiksiz ve kusursuz olmak üzere korunsun.” (1. Selanikliler 5:23, İncil)

“Esenlik veren Tanrı, koyunların büyük Çobanı’nı, Rabbimiz İsa’yı sonsuza dek sürecek antlaşmanın kanıyla ölümden diriltti. Tanrı, isteğini yerine getirebilmeniz için sizi her iyilikle donatsın; kendisini hoşnut eden şeyi İsa Mesih aracılığıyla bizlerde gerçekleştirsin. Mesih’e sonsuzlara dek yücelik olsun! Amin.” (İbraniler 13:20-21, İncil)

“İsa suçlarımız için ölüme teslim edildi ve aklanmamız için diriltildi. Böylece imanla aklandığımıza göre, Rabbimiz İsa Mesih sayesinde Tanrı’yla barışmış oluyoruz. İçinde bulunduğumuz bu lütfa Mesih aracılığıyla, imanla kavuştuk ve Tanrı’nın yüceliğine erişmek umuduyla övünüyoruz.” (Romalılar 4:25-5:2, İncil)

“Esenliğimiz için gerekli olan ceza Ona verildi. Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk.” (Yeşaya 53:5, Eski Antlaşma). Bu eski peygamberlik ne demek? Tanrı’yla esenlik ve barışa sahip olalım diye İsa günahlarımız nedeniyle hak ettiğimiz cezayı yüklendi. Engeli kaldırdı. Kutsal Kitap, ‘günahın ücreti ölümdür’ diyor. Ölüm, ayrılık demektir. O halde günahın ücreti ya da sonucu Tanrı’dan ayrı düşmektir. İşte cehennem de bundan ibarettir. Orası, insanın Tanrı’dan sonsuza dek ayrı düşeceği yerdir. Günah işlediğimiz zaman artık Tanrı’nın huzurunda kalamayız çünkü Tanrı huzurunda günahı hoş göremez. Bizler günahı hoş görebiliriz. Zaman içinde hemen hemen her şeye alışabiliriz. Ama Tanrı bizim gibi değildir. Burada Tanrı’nın bu yaşamda kendisini paylaşmayacağı insanın tarifini görüyoruz. Aynı zamanda Tanrı’nın sonsuz evi olan cennete kabul etmeyeceği insanın tarifini de görüyoruz. Kutsal Kitap’taki bu iki ayet bugün de Tanrı’nın esinlediği peygambere bu sözleri verdiği gün kadar geçerlidir. Günah hala günahtır. Tanrı’yı eskiden olduğu kadar rahatsız eder.

“Bakın, RAB'bin eli kurtaramayacak kadar kısa, kulağı duyamayacak kadar sağır değildir. Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz.” (Yeşaya 59:1-2, Eski Antlaşma). Bu ayetlerde betimlenen insan İsa’ya umutsuz bir şekilde ihtiyaç duyan insandır.

Günah, korku ve ölüm. Cennette sonsuz yaşam vaadini yaşayabilmeniz için İsa’nın yerinden oynattığı dağlar işte bunlar. Geceleri sizi rahatsız eden ve esenliğinizi çalan düşmanların her birinden sizi özgür kılmak istiyor.  

“Lütuf ve esenlik artan ölçüde sizin olsun.” (1. Petrus 1:2, İncil)

İsa’yla ilgili bir peygamberliğe bir bakalım. Kutsal Yazılar’da, İsa’nın bu dünyaya gelmesinden 700 yıl önce yazılmıştı. “Çünkü bize bir çocuk doğacak, bize bir oğul verilecek. Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak.” (Yeşaya 9:6, Eski Antlaşma)

Ne kadar sıradışı isimler ve unvanlar! Biraz bu konuda düşünün. Bu isim ve unvanları taşıyan kişi ne kadar sıradışı olmalı! Bir gün, bu dünyada sadece Tanrı’ya atfettiğimiz nitelikleri taşıyan Biri yürüyecekti. Tanrı Eski Antlaşma’daki bu peygambere, geleceği görmesi, olağanüstü Olan’ı görüp O’nu betimlemesi için esin verdi. Bunu anlayabilir misiniz? Peygamber anlayamadı, ben de anlamıyorum. Tanrı, hiç akıl yürütmeden iman etmemizi beklemiyor bizden fakat aklımızın sınırlı oluşu imanı gerektiriyor. Kör adamların gördüğü ama kalabalıkların anlayamadığı bu Kişi hakkında biraz düşünün. Çevrenizdeki kalabalığın göremediği ama size yavaş yavaş açıklanan bu Kişi hakkında düşünün. İsa’da cennetin bütün güzelliği, insan bedeninde vahiy edilmiştir. Çok kısa bir süre için göklerin kapıları açıldı ve Tanrı bizlere yaklaştı. İnsanı şaşırtan bir ikilikte insan bedeni ilahi Olan’a mesken oldu. Kutsallık ve dünyasallık içiçe geçti.

‘Nasıl huzur bulacağım?’ diye soruyorsunuz. Esenlik Önderi olan İsa Mesih’te bulunur.

İsa Yeruşalim’e yaklaşıp kenti görünce ağladı. “Keşke bugün sen de esenliğe giden yolu bilseydin” dedi. “Ama şimdilik bu senin gözlerinden gizlendi. Senin için öyle günler gelecek ki, düşmanların seni setlerle çevirecek, kuşatıp her yandan sıkıştıracaklar. Seni de, bağrındaki çocukları da yere çalacaklar. Sende taş üstünde taş bırakmayacaklar. Çünkü Tanrı’nın senin yardımına geldiği zamanı farketmedin.” (Luka 19: 41-44, İncil)