headerLogo2b-18pt-myriadpro

Kötülüğü Tanrı mı Yarattı?

Tanrı’nın dünyamıza kötülüğün girmesine neden izin verdiğiyle ilgili olarak inandığım iki nedeni sizlerle paylaşmak istiyorum AMA hiçbirimizin Tanrı hakkında sınırsız bilgi sahibi olmadığımızı unutmayalım.

10 27 700x480full 451) Tanrı günahın bu dünyaya girme olasılığına izin verdiyse, insanın buna tutsak olmaması, bundan kurtulması için bir yol bulması gerekti. Tanrı neden günaha umutsuz bir şekilde tutsak olmamıza karşılık versin ki? Başka türlü görmemizin mümkün olmadığı özelliklerini görebilmemiz için. Örneğin, günahkârlar olmasaydı Tanrı nasıl bağışlayan biri olduğunu gösterebilirdi? Merhamete ihtiyaç duymayan insanlar yoksa Tanrı nasıl merhametli olduğunu gösterebilir? Tanrı’nın dünyaya günahın girme olasılığına izin vermiş olmasının nedeni görkemli doğasının niteliklerini göstermek ve bunları sonsuzluk boyunca göstermeye devam etmesi olabilir mi? Tanrı insanlığa böyle bir sevgi göstermek istediyse, yani kendisinden nefret edenleri kucaklayan bir sevgisi olduğunu göstermesi, düşmanları olmasaydı nasıl mümkün olabilirdi? Tanrı, lütuf, merhamet, bağışlama ve sevgisini göstermek için dünyamıza kötülüğün girmesine izin vermiş olabilir mi?

2) İkinci bir düşünce; ben Tanrı’nın günahın dünyaya girmesine izin vermesinin nedeninin günahı sonsuza dek yok etmek olduğuna inanıyorum. Sırasına dikkat etmemiz gerektiğini söylediğim üç sözcüğü hatırlıyor musunuz? Akıl, mantık ve seçim. Akıl, bize bir şeyleri anlama becerisini verir. Mantık, bu anlayışı işletme becerisi verir. Seçim ise anladıklarımıza dayanarak davranışımızın ne olacağını belirleme özgürlüğü verir. Tanrı’nın insana vermeyi seçtiği özgürlük içinde yanlış seçimler yapma özgürlüğü de vardır. Tanrı bizleri her zaman doğru olanı yapmak için programlamış olsaydı nasıl içtenlikle O’nu seçme ya da O’na tapınma seçimini yapabilirdik?

Ben Tanrı’nın günahın dünyaya girmesine izin verirken, bizlere verdiği O’nu özgürce seçme hakkını yok etmeden günahı yok edeceğini bildiğine inanıyorum. Tanrı sevdiğini gerçekleştirmek için nefret ettiği şeye izin verdi.

11 image10664 time watch 45Melekler ve insanlar yanlış seçim yapana kadar ne kadar zaman geçti? Pek uzun değil. Ezelde, ışık meleklerinden birinin Tanrı hakkında yanlış seçim yapmasından önce ne kadar zaman geçtiğini bilmiyoruz. Eski Antlaşma’da iki kitapta cennetteki en yüksek rütbeli meleklerden biri olduğunu fakat Tanrı’ya karşı başkaldırmayı seçtiğini okuyoruz. ‘Kendimi Yüceler Yücesi'yle eşit kılacağım,’ dedi. Tanrı’nın aldığı tapınmanın bir kısmını istiyordu. O ve onu izleyenler cennetten dışarı atıldılar. Bugün Şeytan ve cinleri olarak biliniyorlar.

Âdem ve Havva’nın yanlış seçim yapıp Tanrı’nın sözünü dinlememesi ne kadar sürdü? Bilmiyorum ama büyük olasılıkla o da pek uzun değildi. Fakat bizim üzerinde durmamız gereken asıl kişi insan değil, Tanrı’dır. Tanrı ne kadar harikadır! Tanrı’nın insanın seçme özgürlüğüne verdiği büyük önemi düşünün. Dünya dolusu robotun programlanmış oldukları şeyleri tekrarlayıp durmalarını istemedi. Böylece Tanrı bizlere O’nu onurlandırmak ya da onurlandırmamak seçimine sahip olduğumuz bir miktar özgürlük verdi. Bu, Tanrı hakkında bildiğim en olağanüstü şeylerden biridir! Bu ve İsa Mesih’in dünyaya yok edilmesi gereken şeyi yok etmek için geldiği gerçeği. İlahi adalet bunu gerektirir. İlahi sevgi bunu gerçekleştirir. İsa’nın çarmıhta ölümü kaza ya da Tanrı’nın zayıflığı değildi. Ayrıca ve size öğretilenlerden farklı olarak Tanrı İsa’yı kurtarmak için O’nun yerine başka birini koymadı! İncil’de okuduğumuz gibi oldu:

“Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih'te kendisiyle barıştırdı.” (2. Korintliler 5:19, İncil)

İyi ve Şefkatli Kralı

12 image10665 king 45Bir zamanlar, pek çok şehri olan büyük bir krallığa sahip iyi ve şefkatli bir kral vardı. Uzak bir kentte, bazıları kralın kendilerine verdiği özgürlükten yararlanacak kötülük yapmaya başladılar. Kötülüklerinden fayda sağlıyorlardı ve kralın müdahale edip onları hapse atmasından korktular. Nihai olarak, bu isyancılar için için krala karşı nefretle yanmaya başladılar. Kenti, kral olmadan herkesin daha iyi olacağı konusunda ikna ettiler ve kent krallıktan bağımsızlığını ilan etti.

Fakat kısa bir süre içinde, herkesin istediğini yapması sonucunda kentte yeniden düzensizlik egemen oldu. Şiddet, nefret, yalan, baskı, öldürme, tecavüz, kölelik ve korku vardı. Kral şöyle düşündü: Ne yapsam? Ordularımı alıp şehri zorla ele geçirsem halk bana karşı savaşacak. Birçoklarını öldürmem gerekecek ve geri kalanları sadece korktukları ve çekindikleri için bana itaat edecekler, bunun sonucunda benden ve benim savunduğum her şeyden daha da fazla nefret edecekler. Bunun onlara ne faydası olacak- ölmek veya hapse girmek ya da gizli bir öfkeyle için için kaynamak? Fakat onları yalnız bırakırsam, birbirlerini yok edecekler ve neden oldukları ve deneyim ettikleri acıyı düşünmek içimi acıtıyor.