headerLogo2b-18pt-myriadpro

Hıristiyanlar Neden Bakire Meryem’e İbadet Ederler?

 

01 image5007 virgin mary 45Ben Bakire Meryem’e tapmıyorum ama Helen Teyzem, Arthur Amcam ve diğer bütün Katolik akrabalarım tapıyorlar. Daha fazla bu konuda konuşmadan İncil’de vahyedilmiş bir bölüme bakalım ve Meryem’in kendisi ve Tanrı hakkında neler söylediğini görelim. Bu ayetlerde okuduğumuz Elizabet, Vaftizci Yahya’nın annesidir. 

“Elizabet'in hamileliğinin altıncı ayında Tanrı, Melek Cebrail'i Celile'de bulunan Nasıra adlı kente, Davut'un soyundan Yusuf adındaki adamla nişanlı kıza gönderdi. Kızın adı Meryem'di.
Onun yanına giren melek, "Selam, ey Tanrı'nın lütfuna erişen kız! Rab seninledir" dedi. Söylenenlere çok şaşıran Meryem, bu selamın ne anlama gelebileceğini düşünmeye başladı. Ama melek ona, "Korkma Meryem" dedi, "Sen Tanrı'nın lütfuna eriştin. Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın. O büyük olacak, kendisine 'Yüceler Yücesi'nin Oğlu' denecek. Rab Tanrı O'na, atası Davut'un tahtını verecek. O da sonsuza dek Yakup'un soyu üzerinde egemenlik sürecek, egemenliğinin sonu gelmeyecektir."
Meryem meleğe, "Bu nasıl olur? Ben erkeğe varmadım ki" dedi.
Melek ona şöyle yanıt verdi: "Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, Yüceler Yücesi'nin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Tanrı Oğlu denecek. Bak, senin akrabalarından Elizabet de yaşlılığında bir oğula gebe kaldı. Kısır bilinen bu kadın şimdi altıncı ayındadır. Tanrı'nın yapamayacağı hiçbir şey yoktur."
02 image5991 look eye 45"Ben Rab'bin kuluyum" dedi Meryem, "Bana dediğin gibi olsun." Bundan sonar melek onun yanından ayrıldı.
O günlerde Meryem kalkıp aceleyle Yahuda'nın dağlık bölgesindeki bir kente gitti. Zekeriya'nın evine girip Elizabet'i selamladı.
Elizabet Meryem'in selamını duyunca rahmindeki çocuk hopladı. Kutsal Ruh'la dolan Elizabet yüksek sesle şöyle dedi: "Kadınlar arasında kutsanmış bulunuyorsun, rahminin ürünü de kutsanmıştır! Nasıl oldu da Rabbim'in annesi yanıma geldi? Bak, selamın kulaklarıma eriştiği an, çocuk rahmimde sevinçle hopladı. İman eden kadına ne mutlu! Çünkü Rab'bin ona söylediği sözler gerçekleşecektir."
Meryem de şöyle dedi: "Canım Rab'bi yüceltir; Ruhum, Kurtarıcım Tanrı sayesinde sevinçle coşar. Çünkü O, sıradan biri olan kuluyla ilgilendi. İşte, bundan böyle bütün kuşaklar beni mutlu sayacak. Çünkü Güçlü Olan, benim için büyük işler yaptı. O'nun adı kutsaldır.” (Luka 1: 26-49, İncil)

Meryem’in Tanrı’dan nasıl söz ettiğine dikkat edin. Bu ayetlerin sonunda italik olarak göreceksiniz. Meryem, size tapınılması gereken biri izlenimi veriyor mu? Hayır, yüreğinden sevinç ve övgü taştığını görüyoruz çünkü sadece Tanrı övgümüzün nesnesi ve sevincimizin merkezi olabilir. Canı Rab’bi yüceltiyor çünkü onun için Rab harika işler yaptı. Nitekim, bakire birinin gebe kalması Tanrı’nın olağanüstü bir işiydi. Tevrat ve Zebur’da çok uzun bir süredir vaat edilen Mesih’in nihayet doğacak olması büyük bir şeydi.   

Meryem kendisini Tanrı’nın büyük bir bereketi altında görüyor ama insanlığa bereket dağıtmadığını söyleyecek ilk kişi de kendisi olacaktır. İnsan ve Tanrı arasında aracı değildir. Kendisine dua edilmez, tapınılmaz. Meryem, Katolikler’in arabalarının paneline koydukları kendisine benzetilen plastik heykelcikleri ya da müstakil evlerinin bahçelerine koydukları büyük heykelleri görse dehşete kapılırdı. Katolik Kilisesi’nin bir insanı yücelterek ve bu arada Tanrı’yı alçaltarak büyük bir hata yaptığını İncil’de net olarak görüyoruz. 

03 catholic52 45Katolik Kilise Bakire Meryem’e, ‘Cennetin Kraliçesi,’ ‘Kurtuluş Yıldızı’ ve ‘Yaşam Kapısı’ gibi ünvanlar veriyor. Ne var ki, bu ünvanlar, Meryem hakkındaki gerçeği, Katolik Kilisesi’nin Hıristiyanlık hakkındaki gerçeği saptırdığı kadar saptırıyor. Kutsal Kitap’ta başka insanlar da Tanrı tarafından büyük bir bereketle kutsandılar- İbrahim ve Elçi Pavlus birçok kişiden sadece ikisidir- ama kim onlara tapınmayı ya da dua etmeyi düşünebilir? Bu ve Katolikler’in çoğu inancı büyük bir saptırmadır. Ateist bir baba, Katolik bir annenin olduğu bir evde yetiştiğim için ve bütün akrabalarım Katolik olduğu için Katolikler’in inançlarını çok iyi bilirim.

Annemle ilgili, yaşamında büyük bir değişime neden olan küçük bir düzeltme yapmalıyım. Babamla evlenene kadar Katolik’ti. Katolik olmayan bu adamla evlenir evlenmez kendisi için Kanon Yasası’nın 2319. maddesi uygulandı. Ne oldu? Katolik Kilisesi’nden atıldı. Fakat annemin kardeşlerinin hepsi Katolik eşlerle evlendikleri için Katolik Kilisesi’nde kalmalarına izin verildi.  


04 baptism1 sharper temp5 45

Annemin kiliseden atılması, ben doğduğumda benim için ne anlama geliyordu? Katolik bir rahip tarafından vaftiz edilemez ve bu nedenle sözde pek çok bereketten mahrum kalırdım. Katolik Kilisesi bebeğin vaftiz aracılığıyla aşağıdaki bereketlere kavuştuğunu öğretir:

-  İblis’in gücünden kurtarılır
-  Yeniden doğar
-  İlahi yaşam armağanına kavuşur
-  Sonsuz yaşama ortak olur
-  Kutsal Ruh’un içinde yaşadığı bir tapınak olur

Bakire Meryem’le ilgili sorunuza verdiğim bu cevapta göreceğiniz gibi Katolik Kilisesi’nin öğrettiklerinin gerçek Hıristiyanlık’la neredeyse hiç ilgisi yoktur. Kutsal Kitap’ta nerede yeni vaftiz olmuş bebeklere bu gibi faydaların sıralandığını görüyoruz? Hiçbir yerde. Öğretişleri, insan icadından başka bir şey değildir.

Peki, Bakire Meryem’e geri dönelim.

Katolik Kilisesi’nin Meryem’in hayatının geri kalanı boyunca kusursuz olarak kaldığını öğrettiğini biliyor musunuz? Kendisine gebe kalınmasının da, yaşamının geri kalanı gibi mucizevi olduğuna inanıyorlar. İncil’de böyle okumuyoruz. Meryem kendisinin günahkar olduğuna inanıyordu. Tanrı’yı Kurtarıcısı olarak tanıyor. Günahkar olmasa Tanrı’ya ‘Kurtarıcım’ diye seslenmezdi. İnanın bana, Meryem, Tanrı’nın insanla ilgili ilahi açıklamasından kendisini çıkarmak için İncil’in tekrar yazılmasını asla istemezdi:

“Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı.” (Romalılar 3: 23, İncil) 

05 catholic65 lourdes 45İnsanlar, günahkarlıklarının doğası ve büyüklüğü konusunda büyük fark gösterseler de, en iyi ve en kötü insanlar arasında kesinlikle fark yoktur. Her biri günahkardır. Meryem, Tanrı’nın insanla ilgili değerlendirmesine katılır ve Katolik Kilisesi’nin bakireliği konusunda öğrettiklerini kabul etmezdi. Katolik Kilisesi, İsa’nın doğumundan sonra Meryem’in ‘lekesiz ve sonsuza dek bakire’ olarak kaldığını öğretir. Meryem’in yaşamının geri kalanı boyunca kocasıyla cinsel ilişkiye girmekten kaçındığını söylerler. (Roma Katekizmi: Trent Konsülü Katekizmi; Tan Books and Publishers, 1982; s.45-46)

Katolik Kilisesi’nin Meryem hakkında öğrettikleri inandırıcı mı? Hayır, değil. Öğrettiklerinin çok azı doğrudur. Katolik teolojinin çoğunluğu Kutsal Kitap’a o kadar aykırıdır ki, Katolikliğin Hıristiyanlık olmadığı sonucuna varmamız gerekir. İşte Yusuf ve Meryem’in ailesi ve Meryem İsa’yı doğurduktan sonra sahip oldukları çocuklarla ilgili gerçek:

“İsa oradan ayrılarak kendi memleketine gitti. Öğrencileri de ardından gittiler. Şabat Günü olunca İsa havrada öğretmeye başladı. Söylediklerini işiten birçok kişi şaşıp kaldı. "Bu adam bunları nereden öğrendi?" diye soruyorlardı. "Kendisine verilen bu bilgelik nedir? Nasıl böyle mucizeler yapabiliyor? Meryem'in oğlu, Yakup, Yose, Yahuda ve Simun'un kardeşi olan marangoz değil mi bu? Kızkardeşleri burada, aramızda yaşamıyor mu?" Ve gücenip O'nu reddettiler.” (Markos 6:1-3, İncil)

“İsa'nın annesiyle kardeşleri O'na geldiler, ama kalabalıktan ötürü kendisine yaklaşamadılar. İsa'ya, "Annenle kardeşlerin dışarıda duruyor, seni görmek istiyorlar" diye haber verildi.” (Luka 8:19-20, İncil)

06 catholic71 45Birinin sizi, Hıristiyanlar’ın Bakire Meryem’e tapındığına inandırmasına çok üzüldüm.  Katolikler tapınıyor, Hıristiyanlar tapınmıyor. Katolikler Meryem’in putunu yapıyor, Hıristiyanlar yapmıyor. Belki de yıllarca Katolikler’in Hıristiyan olduğunu düşünmüş olmalısınız ve bu beni son derece kederlendiriyor. Bazıları Hıristiyan’dır. Çoğu değildir. Sakın bana sayılarını ya da yüzdelerini sormayın çünkü ancak Tanrı bilebilir, “Rab kendine ait olanları bilir.” (2. Timoteos 2:19, İncil)

Çoğu dindar Katolik neden Hıristiyan değildir? Katolik teolojisine göre papaların ve ‘Kilise Babalarının’ tarih boyunca söyledikleri her şey Tanrı’nın yetkili sözüdür. Kutsal Kitap ne kadar Tanrı sözüyse, onların söyledikleri de o kadar Tanrı Sözüdür. Kutsal Kitap’ta bu öğretiş nerede bulunabilir? Bulunamaz. İnsan icadıdır ve Tanrı’yla ilgisi yoktur. Bu boş inancı düşünün. Papa XIV. Benedikt’in 3 Aralık 1740’ta söylediklerinin Tanrı’nın sözleri kadar yetkili olduğuna inanıyorlar! Aynı şey, Papa VI. Paul’un Meryem hakkında 13 Mayıs 1967’de söylediği Tanrı’ya küfür niteliğinde sözler için de geçerlidir. Her iki ifadeyi de okudum. Kim, Tanrı’nın yaşamlarımız için iradesini öğrenmek adına yüzyıllar boyunca söylenmiş bu yetkili sözleri okuyabilir? Bilmiyorum. Bu durum insanı çılgına çevirebilir. Pekçok açıdan Katoliklik, Kutsal Kitap’taki bu ayete tam olarak uyar:

“Öyle yol var ki, insana düz gibi görünür, ama sonu ölümdür.” (Süleyman’ın Özdeyişler 14:12, Eski Antlaşma)

Böyle bir dini sistem hakkında uygun bir yorum olarak İsa ne demiştir?  “...içinizdeki 'ışık' karanlıksa, ne korkunçtur o karanlık!” (Matta 6: 23, İncil)


07 image10753 self deception 45

İnsanın kendi kendini kandırması en kötü aldatmacadır çünkü insan içindeki karanlığın ışık olduğuna inanır. Fakat güzel olan, bazı Katolikler’in liderlerinin üzerlerinde kurmak istedikleri yetkici yönetime aldanmamış olmalarıdır. Bazıları İncil’i kendi başlarına okumuş ve bu sayfalarda bulunan, yaşayan, dirilmiş İsa’yı yakından tanımışlardır. Sadece kendilerinin Kutsal Kitap’ın ne anlama geldiğini yorumlayabileceklerine inanan bu Katolik hiyerarşiye boyun eğmeyi reddederler. İsa’yı tanıdıktan sonra artık papaya ihtiyacınız yoktur. Ölümün bile koparamayacağı şekilde Tanrı’yla bir ilişkiye sahip olduktan sonra dininizin bütün tören ve kurallarını yerine getirmenize gerek yoktur. Artık, çeşitli dini görevlere itaat ederek Tanrı’nın memnuniyetini kazanacağınızı umut etmenize gerek yoktur.  

Peki benim dindar Katolik akrabalarım? Onlar Katolik Kilisesi’nin kurallarını izlerler. Fakat onlara öldüklerinde cennete gidip gitmeyeceklerini bilip bilmediklerini sorarsanız, bilmediklerini söylerler. Bunun böyle olduğunu biliyorum çünkü bu soruyu onlara sordum.

Umarım, hayatımın başlarında sevdiklerimin inancıyla neden hiçbir ilişkim olmasını istemediğimi anlamışsınızdır. O yılları düşündüğümde, eleştirilerine karşı koyabilmemi çok ilginç buluyorum, Kutsal Kitap’ı çok daha sonralar okumuş olmama karşın. En azından neyin yanlış olduğunu biliyordum. Meryem’e tapan ve dua eden papaların büyük bir hata yaptıklarını biliyordum. Meryem hakkında böyle şeyler söyleyen papaların gerçeği söylemediklerini biliyordum:    

“Bizim için bütün Hıristiyan ailesinin, Cennetin Kraliçesi olarak anılan Tanrı’nın Annesi’ne yükselttiği dualar kadar uygun ve değerli değildir. Bu denli büyük denenme ve zorluklar arasında annelik iyiliğinden bize bol armağanlar dökmesi için yalvarırız. Sürekli olarak kendisine içten dualar edilmesini isteriz.” (Papa VI. Paul’un Genelgesi, Barış için Dualar, 15 Eylül, 1966)

08 flickr mary worship saigon city vietnam 45“Annelik merhametinle bize bak, En kutsanmış Bakire, bütün çocuklarına. Düşüncelerinde savaş olanları yatıştır ve esenlik düşünceleri esinle. Senin aracılığın sayesinde yaraların öcünü alan olan Tanrı merhamete yönelsin.” (Papa VI. Paul’un Genelgesi, Barış için Dualar, 15 Eylül, 1966)

“Çünkü Tanrı Meryem’e bütün iyi şeylerin hazinesini vermiştir öyle ki, her umut, her lütuf ve her kurtuluşun onun aracılığıyla elde edildiğini bilsin. Çünkü bu onun isteğidir, her şeyi Meryem aracılığıyla elde etmemizi ister.”  (Papa Pius IX, Ubi Primum, 2 Şubat, 1849)

“Her mucizede Meryem’in aracılığını tanımalıyız, Tanrı’nın isteğiyle her lütuf ve bereket onun aracılığıyla gelir.” (Papa XV. Benedict, Joan of Ark Kararı, 16 Mayıs,1920) 

İncil’de Meryem hakkında okuduklarımızı hatırlıyor musunuz? Meryem size Tanrı’nın ilahi yardımcısı izlenimi veriyor mu? Ya da bu dünyada elde ettiğimiz her bereketin onun aracılığıyla elde edildiği? Söylediklerinin bir kısmını yeniden okuyalım: “…Canım Rab'bi yüceltir; Ruhum, Kurtarıcım Tanrı sayesinde sevinçle coşar. Çünkü O, sıradan biri olan kuluyla ilgilendi.”   

Hıristiyanlar’ın Meryem’e taptığını düşünmenizin başka bir nedeni olabilir. Kuran’ı okumuş olabilirsiniz ve Hıristiyanlar’ın Meryem’e Üçlü Birliğin bir kişisi olarak taptıkları sonucuna varmış olabilirsiniz. Biz inanmıyoruz ama Muhammed, Meryem’in, Hıristiyanlar’ın tapındığı Üçlü Birliğin bir parçası olduğuna inanıyor idiyse, böyle bir öğretişe karşı neden bu kadar hararetle karşı çıktığı anlaşılabilir, değil mi?  

“Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, "Beni ve anamı, Allah'tan başka iki tanrı bilin" diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, "Haşa! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz.” (Maide 5:116)

Bu ayet doğruysa, Muhammed’in böyle bir öğretişe karşı konuşmaya her türlü hakkı vardır. Ne var ki İsa insanlara hiçbir zaman,“Beni ve anamı, Allah'tan başka iki tanrı bilin” demedi. İsa hiçbir zaman insanların Bakire Meryem’i tanrılarından biri olarak kabul etmelerini söylemedi. Bu nedenle, Allah Kuran’da bu ayetin söylediğini asla söylemez. Bakın İsa kaç Tanrı olduğu hakkında ne diyor:

09 image9792 alone 20 robed long 45“Onların tartışmalarını dinleyen ve İsa'nın onlara güzel yanıt verdiğini gören bir din bilgini yaklaşıp O'na, "Buyrukların en önemlisi hangisidir?" diye sordu. 
İsa şöyle karşılık verdi: "En önemlisi şudur: 'Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab'dir.
Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.' İkincisi de şudur: 'Komşunu kendin gibi seveceksin.' Bunlardan daha büyük buyruk yoktur."” (Markos 12: 28-31, İncil)

Ben, Muhammed’in Hıristiyanlık’ın Üçlü Birlik doktrinini yanlış bir şekilde, Baba, Meryem ve İsa olarak anladığına inanıyorum. Muhammed’in yaşadığı dönemde böyle bir inanca sahip olduğu düşünülen Arap Hıristiyanlar vardı. Ama bunlar Hıristiyanlık’ın hakim olan öğretişlerini temsil etmiyordu. İnançları İncil’in öğretişleriyle fikir birliği içinde değildi. Kuran’daki bu ve başka ayetlerden Hıristiyan inancı hakkında çıkartabileceğimiz şudur; Mekke’de İncil hakkında pek az bilgi vardı. Bazı Araplar İsa’nın sıradışı doğumu hakkında bir şeyler duymuşlardı. İncil’i okumuşlar mıydı? Görünüşe göre hayır. Muhammed okuyamadığına göre, biri ona İncil’i okumuş olabilir mi? Görünüşe göre, hayır.

Web sitemizi gezerken, 4. yüzyılda Arabistan’da yaşamış olan fanatik kadınlardan oluşan bir tarikat hakkında okumak isteyebilirsiniz. Bu tarikata Kolliridiyanlar deniyordu ve Meryem’e tapıyorlardı. Acaba Muhammed, sahip olduğu bilgiyi buradan mı edindi? Bildiğimiz bir şey, Muhammed’in bu bilgiyi ilahi olarak esinlenmiş İncil’den almadığıdır. O’ndan gelmiş olamaz çünkü Tanrı İncil’in her santimetre karesini bilir. Tanrı, İsa’nın dolaşıp insanlardan Bakire Meryem’e tapınmalarını istemediğini çok iyi bilir.  

 


10 catholic52 45Beni en çok etkileyen şeylerin biri, Meryem’in kendisini başkalarından daha iyi ya da daha kutsal görmemesidir. Kendisini Tanrı’nın kurtarışına ihtiyaç duyan bir günahkar olarak görüyor. Bunu gözardı edip Meryem’i insanlığın üzerinde tutan ve sanki Tanrı’ymış gibi kendisine dua edenler vardır. Bunlar gibi iki kişiden söz ettim - Helen Teyzem ve Arthur Amcam. Sözleri yanılmaz kabul edilen, İtalya’da yaşayan uzun giysili papalar zincirinin öğretişini izliyorlar. Katoliklerin papalarına sorgulamadan itaat etmeleri beklenir. Bu öğretiş Katolik Kilisesi’nin Katekizmi’nin 892, 2037 ve 2050 numaralı maddelerinde bulunur. Bu yayın Katolik doktrininin toplamını içerir. Üzgünüm ama Papa II. John Paul’un Meryem’in heykeli önünde alçakgönüllü bir şekilde eğilişini ne zaman görsem, papaların hatalı olduğu konusunda o kadar ikna oluyorum!  

Fakat başka bir şey düşünelim. Şunu düşünün. Meryem Tanrı’ya Kurtarıcısı olarak seslendiğinde, acaba rahmindeki Mesih’in, Tanrı’nın insanlığa kurtuluş getirmek için atadığı Kurtarıcı olduğunun farkında mıydı? Hem kendisi için. Hem benim için. Hem de sizin için. 

İsa’nın yaşamında on iki yıl sonrasına geçelim. İsa ve anne babası yaşadıkları Nasıra’nın 120 km uzağında bulunan Yeruşalim’e gidiyorlar. Bütün İbrani erkeklerinin Yeruşalim’de kutlanan üç dini bayramda bulunması zorunluydu. İsa da bu toplantılara katılacak yaşa gelmişti. Aile sorumlulukları izin verdiği ölçüde dindar kadınların da kocalarına bu yolculukta eşlik etmesine izin verilirdi. Görünen o ki, İsa ve ailesi büyük bir kalabalıkla birlikte bayramdan sonra evlerine dönüyorlardı. Yolculuğun birinci günü geçtikten sonra İsa’nın yanlarında olmadığını fark ediyorlar. Bir gün sürecek bir yolculukla İsa’yı bulmak için Yeruşalim’e geri dönüyorlar ve üçüncü gün O’nu en olmadık yerde buluyorlar. Neredeydi? 

Genç İsa’nın ünlü Yasa öğretmenleri arasında oturup onları dinlemesi ve sorular sorması karşısında Meryem’in nasıl bir tepki verdiğini görmeniz için aşağıdaki ayetlerle bitirmek istiyorum. Bu seçkin din önderlerinin İsa’nın sorduğu ve yanıtladığı sorular karşısında ne kadar şaşırdıklarını duymuştu. İsa, daha sonra kendisi hakkında yazılacak şu gerçeğin ipuçlarını verdi: 

“Yüreklerinin cesaret bulmasını, sevgide birleşmelerini dilerim. Öyle ki, anlayışın verdiği tam güvenliğin bütün zenginliğine kavuşsunlar ve Tanrı'nın sırrını, yani bilginin ve bilgeliğin bütün hazinelerinin saklı olduğu Mesih'i tanısınlar.” (Koloseliler 2: 2-3, İncil)

11 question mark in blue 45Aşağıda İncil’den ayetleri okurken, Meryem’in, İsa’nın sorularına ve İsrail’in yöneticilerine verdiği yanıtları nasıl dinlediğine bakın. Aklı bütün bunları almıyordu. Ayrıca, Yeruşalim’deki tapınağa neden ‘Babam’ın Evi’ dediğini merak ediyordu. Yusuf’un İsa’nın biyolojik babası olmadığını çok iyi biliyordu ama babası kimdi? Dünyasal bir babadan farklı daha üstün bir Babası olabilir miydi? İsa’nın tapınak için kullandığı ifadenin, kendisinde insandan daha üstün bir nitelik olduğunu ima ettiğini biliyordu. İsa’yı, insan ötesi olanların kategorisine mi koyacağız? Daha önce böyle biri için bir kategori oluşturma ihtiyacı ortaya çıkmamıştı.

Peki ya şimdi? Evet, Meryem’in üzerinde düşüneceği çok şey vardı. İsa’nın göksel kökeni konusunda tamamıyla bilgisiz sayılmasa da, İsa’nın diğer çocuklar gibi olmadığı düşüncesi onun için kabul edilmesi zor bir gerçek olmuş olabilir. Sokaktan geçen hangi çocuk ülkenin din öğretmenleri arasında oturmak için davet edilir? Genç İsa’da ne gördüler ki aralarında kendisine bu denli saygın bir konum verdiler?  

Güç sorular sormak zor değildir fakat İsa’nın bu sorulara yanıtları hayret vericiydi. Bilgeliği ve anlayışı hem yanıtlarında hem de kendi sorduğu sorularda açık seçik bir şekilde görülüyordu. Ama hepsinden öte, bu ayetlerde Meryem’in, İsa hakkında duyduklarına nasıl karşılık verdiğini görmenizi isterim.   

“İsa on iki yaşına gelince, bayram geleneğine uyarak yine gittiler. Bayramdan sonra eve dönerlerken küçük İsa Yeruşalim'de kaldı. Bunu fark etmeyen annesiyle babası, çocuğun yol arkadaşlarıyla birlikte olduğunu sanarak bir günlük yol gittiler. Sonra O'nu akrabalar ve dostlar arasında aramaya başladılar. Bulamayınca O'nu araya araya Yeruşalim'e döndüler.
Üç gün sonra O'nu tapınakta buldular. Din öğretmenleri arasında oturmuş, onları dinliyor, sorular soruyordu. O'nu dinleyen herkes, zekasına ve verdiği yanıtlara hayran kalıyordu.
12 dream world3xxx temp5 45Annesiyle babası O'nu görünce şaşırdılar. Annesi, "Çocuğum, bize bunu niçin yaptın? Bak, babanla ben büyük kaygı içinde seni arayıp durduk" dedi.
O da onlara, "Beni niçin arayıp durdunuz?" dedi. "Babam'ın evinde bulunmam gerektiğini bilmiyor muydunuz?"
Ne var ki onlar ne demek istediğini anlamadılar.
İsa onlarla birlikte yola çıkıp Nasıra'ya döndü. Onların sözünü dinlerdi. Annesi bütün bu olup bitenleri yüreğinde sakladı.” (Luka 2: 42-51, İncil)

Meryem duyduklarını unutan bir dinleyici değildi. İşittiklerini yüreğinde saklıyordu, hepsini tam olarak anlamasa da.   

Önümüzdeki günlerde sizin için duam, Meryem gibi İsa hakkında düşünmenizdir. Web sitemizi araştırmaya devam edin. İsa hakkında okuyabildiğiniz her şeyi okuyun. Mucizevi doğumu, mucizevi yaşam ve hizmetinin sadece başlangıcıdır.