headerLogo2b-18pt-myriadpro

Bebeklerin ve Çocukların Davranışları İçin Tanrı’nın Önünde Sorumlu Tutulabilecekleri Duruma Geldikleri Bir Yaş Var mıdır?

04 image4300 square sin stain 45Bunu daha önce düşünmemiş olabilirsiniz, fakat Aden bahçesinde Adem ile Havva tarafından işlenen ilk günah, günahın ve ölümün dünyanın dokusunun bir parçası olmasına neden olan bir kapı açtı. O ilk günah, dünyamızı hepimizin hayal edebileceğinden çok daha kötü bir duruma soktu. Çevremizi kuşatan karanlık düşündüğümüzden çok daha karanlıktır. Kökleri doğamızın derinliklerini sarmıştır. Tanrı nerede hata yaptı? O’nu suçlamayalım. Günah ve ölüm, Tanrı’nın asıl yaratılışının bir parçası değildir. Tanrı’nın yaşamla ilgili asıl tasarısında günah diye bir şey yoktu. Günah, Tanrı’nın doğasına yabancıdır. Tanrı, günahın yaratıcısı değildir. Aynı şekilde Tanrı bazı insanları günahkar bazı insanları ise günahsız yaratmaz. Bunu bir yerde okumuş olabilirsiniz belki ama bu doğru değildir. Günah ve günahın bütün çirkinliği Tanrı’nın günahsız varlığına aykırı olmasaydı, Tanrı için şu sözler söylenmezdi:

“Kötüye bakamayacak kadar saftır gözlerin.” (Habakkuk 1:13, Eski Antlaşma)

Ayrıca, insanın günahsız Yaratıcısı ile ilişkisi üzerinde günahın etkisi hakkında bu sözler söylenmezdi: 

“Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz.” (Yeşaya 59:2, Eski Antlaşma)

Bu yazıda, insanın günahları için ne zaman sorumlu sayılacağı üzerinde duruyoruz. Gördüğünüz gibi, ilk olarak günahın vahşi bir canavar olma yönüne bakmamızı istiyorum. İlk ebeveynlerimizden miras aldığımız günahkar doğaya ilişkin Kutsal Kitap öğretişi, günahın üzerimizde hiçbir efendiliği olmadığına ilişkin inancımızı kuşkusuz değiştiriyor. Gerçek şu ki, günahın hakimiyetinden kaçış yoktur. Çoğu Müslüman arkadaşım, Adem ile Havva’nın günaha eğilimini miras aldığımızla ilgili Kutsal Kitap öğretişine karşı çıkıyor. Oysa karşı çıkmamalılar, çünkü hayatımızda, çok kısa bir sürede, miras aldığımız, günahkar bir doğaya sahip olduğumuzu kanıtlıyoruz. Kimsenin bize günahın ince noktalarını öğretmesine gerek kalmadan Tanrı’ya karşı günah işleyerek bunu kanıtlıyoruz. 05 image9453 pride mirror 45Nefes alış verişimiz kadar doğal bir şekilde günah işliyoruz. Benim vurgulamak istediğim, Adem ve Havva’yla sahip olduğumuz kirli bağ değil, budur. Yargı Günü’nde bizi mahkum edecek olan kendi kişisel günahlarımızın ağırlığıdır, başkalarının günahları değil. Tanrı’nın Yargı Günü’nde yapacaklarıyla ilgili okursanız, Adem ile Havva’nın günahlarının bedelini ödemekten söz etmediğini görürsünüz. 

Düşlere ve görümlere inanır mısınız? Tanrı’nın esinlediği ve İncil’in son bölümünde kaydedilmiş bir görüm var, gelecek olan olaylarla ilgili. Aşağıdaki ayetler, tüm insanların yaşayacağı son yargıyı betimliyor. Yargı Günü’nde tanık olacaklarımız şöyle anlatılıyor: 

“Sonra büyük, beyaz bir taht ve tahtta oturanı gördüm. Yerle gök önünden kaçtılar, yok olup gittiler. Tahtın önünde duran küçük büyük, ölüleri gördüm. Sonra kitaplar açıldı. Yaşam kitabı denen başka bir kitap daha açıldı. Ölüler kitaplarda yazılanlara bakılarak yaptıklarına göre yargılandı. Deniz kendisinde olan ölüleri, ölüm ve ölüler diyarı da kendilerinde olan ölüleri teslim ettiler. Her biri yaptıklarına göre yargılandı. Ölüm ve ölüler diyarı ateş gölüne atıldı. İşte bu ateş gölü ikinci ölümdür. Adı yaşam kitabına yazılmamış olanlar ateş gölüne atıldı.” (Vahiy 20:11-15, İncil)

Bu ayetlerde Tanrı ne öğretmektedir? Pek çok şey. Bunların bazıları yüreğimizi burkar.  Bazıları ise kimsenin betimleyemeyeceği kadar ‘harikadır’. Fakat gördüğünüz gibi, insan Adem ile Havva’nın yaptıklarına göre değil, kendi yaptıklarına göre yargılanacak. Yargılanacağımızı bilmek kötü hissettirir. Ama yine bu konuda kaçırmamamız gereken çok rahatlatıcı bir gerçek vardır: Bu ayetlerde söz edilen yaşam kitabında adı yazılı olanlar için yargı yoktur. Yargı ve cehennem, bu dünyadayken Tanrı’nın adlarının yaşam kitabına yazılması teklifini reddedenler içindir. Bu insanlar için mahkumiyet olamaz, çünkü kitabın Yazarı onların yerine cezayı ve yargıyı yüklenmiştir!

06 image5709 separate separation sin 45Önce kötü haberi verdim, sonra iyisini. Bu ayetlerde ben bunu görüyorum ve bütün günü iş yerimde geçirdikten sonra eve geldiğimde yaşadığım bir şeyi hatırlatıyor bana: Bazen, “Bir iyi bir de kötü haberim var. Hangisini önce duymak istiyorsunuz?” derim onlara. Ailem her seferinde, “Önce kötü haberi” söyle der. Şimdi de öyle yapmak istiyorum.

Kötü bir haberim var, inanılmaz kötü! Aden bahçesinde neler olduğunu Kutsal Kitap’ın ilk birkaç bölümünde okusanız, Adem ile Havva’nın Tanrı’ya ve buyruğuna nasıl başkaldırdıklarını görürsünüz. O zamandan beri, günah insanlığın bütün kuşaklarına aktarılmıştır. İlk anne ve babamızdan günaha eğilimi miras aldık. Adem’le günah dünyaya girdi ve ölüm bütün insanlara aktarıldı, çünkü ‘günahın ücreti ölümdür.’ (Romalılar 6:23, İncil). Kutsal Kitap bunu öğretiyor. Biz kimiz ki Tanrı’yı sorguluyoruz? Günah işleme eğilimini miras aldık ve doğamız gereği günahkarız. İnsanlar günah işledikleri için günahkar olmadılar. Edimlerinden dolayı değil. Günahkar oldukları için günah işlediler. Günahkar doğaları nedeniyle böyle oldu.

‘Ama bu haksızlık!’ diye çılgın gibi bağırmadan önce iyi haberi duymanızı istiyorum.