headerLogo2b-18pt-myriadpro

Tanrı'nın Koşulsuz Vaatleri

22 arrow down3 temp5 45Elçi Pavlus doğa üstü bir şekilde korunacaktı. Tanrı Elçi Pavlus’a, Korint’te vaaz ederken kendisini koruyacağını söyledi. Pavlus zarar görmedi. “Bir gece Rab bir görümde Pavlus'a, "Korkma" dedi, "Konuş, susma! Ben seninle birlikteyim; hiç kimse sana dokunmayacak, kötülük yapmayacak. Çünkü bu kentte benim halkım çoktur." Pavlus, orada bir buçuk yıl kaldı ve halka sürekli Tanrı'nın sözünü öğretti.” (Elçilerin İşleri 18:9-11, İncil) 

Kutsal Kitap açık şekilde, tam da beklediğimiz gibi, tamamlanan vaatlerle doludur. Fakat Tanrı’nın yöntemlerinin kolay anlaşılmadığı zamanlar da vardır. “Tanrı'nın zenginliği ne büyük, bilgeliği ve bilgisi ne derindir! O'nun yargıları ne denli akıl ermez, yolları ne denli anlaşılmazdır!” (Romalılar 11:33, İncil) 

TANRI VAATLERİNİ HANGİ GİZEMLİ BİÇİMLERDE YERİNE GETİRİR?

Siz bu bölümü okumadan önce ‘sır’ ya da ‘gizem’ sözünün Kutsal Kitap’a göre anlamını açıklığa kavuşturalım. ‘Sır’ ya da ‘gizem’ sözlerini, kavrayışın ötesinde olan bir şey anlamında kullanıyoruz çoğu zaman. Son ayet böyle söylüyor öyle değil mi? Bu doğru olsa da, Kutsal Yazılar’da ‘sır’, sözcüğün genellikle taşıdığı anlamı taşımaz. Uygun bir biçimde ifadesi, gizli ya da saklı olan bir şeyi kast eder. Henüz açıklanmamış bir şeyi kast eder. Açıklandığında anlaşılacak, fakat şu anda üstü örtülü olan şeyleri.

Kutsal Kitap’ı ciddi bir şekilde çalışmaya başladığımızda ne olur? Kutsal Kitap’ın ilk birkaç sayfasında ya da Kutsal Yazılar’ın başlangıç kısımlarında yer alan gerçeklerin, öğretişlerin Kutsal Kitap boyunca tekrar tekrar karşımıza çıktığını ve geliştiğini görürüz. Birbirini izleyen her kitap, her sahne, her yüzyıl. Söylenen her yeni şey, perdelerin kalkmasına katkıda bulunuyor. Bir konudan ilk kez söz edilmesi, nadiren o konuda bir dizi vahiyin ilk halkası gibi görünüyor. Vahiyin her sahnesini yazan insanlar da, yazdıklarının ilahi vahyin gelişimine katkıda bulunduğunu düşünmüyorlar. Bu gerçekten de büyüleyici ve son derece doğaüstü bir şey!

23 14 480x700 long 45Bu web sitesinde en çok yararlanacağınız yazılardan biri, 'Kurbanın Üzerindeki Sır Perdelerinin Kaldırılması' başlıklı yazıdır. Bu yazıda Tanrı’nın gerçeğini ne kadar sıklıkta açıkladığını göreceksiniz; yavaş yavaş ve belirli bir yöntemle. Tanrı, sır perdelerini kaldırması sürecini tamamlayana dek hiçbir akıl ya da muhakeme “Kurban” hakkındaki gerçeği anlayamazdı. Kendinizi İsa Mesih’in yaşadığı dönemden önce yaşamış biri olarak varsayıp Eski Antlaşma’yı bu doğrultuda irdeleyebilirsiniz. Birçok insan denedi; bu, henüz çarpım tablosunu öğrenmeden karmaşık bir matematik sorusunun yanıtını bulmaya çalışmak gibidir. 

İnanın bana, Tanrı’nın Oğlu’nu bir insan olarak sunma konusunda ne kadar titiz ve özenli olduğuna hayret edeceksiniz. Mesih ölecekti. Ne düşünce ama! Ne Yahudi din önderleri ne de genel olarak Yahudiler bu olay için hazırlıklıydı. Bu gerçeği, henüz üzerindeki perdelerin açılmaya başladığı andan itibaren dikkatli bir şekilde izlemiş olsalardı, anlamaya daha hazırlıklı olacaklardı. Tanrı’nın gelecek olan Kurban’la ilgili öğretişi Aden bahçesinde başlamıştı. Kurbanın Üzerindeki Sır Perdelerinin Kaldırılması, kesinlikle okunması gereken bir yazı!

Bazen Tanrı’nın bir vaadi nasıl gerçekleştirdiğini veya yerine getirdiğini anlamakta zorlanabiliriz. Tanrı, Tevrat ve Zebur’da Mesih göndereceğini vaat ettiğinde çok az kişi İsa gibi bir Mesih bekliyordu. Kimse, Mesih’in Kurtarıcı olarak yaptıkları ile Yargıç ve Kral olarak yapacakları arasında bu kadar uzun zaman geçeceğini beklememişti. Çok az kişi, öncelikle bizim günahlarımız uğruna ölüp peygamberlik edildiği gibi üçüncü gün dirilerek bizleri günahlarımızın cezasından, gücünden ve suçundan kurtarmak için geldiğini anladı. Günah, Romalı askerlerin işgal edici varlığı ve Roma yönetiminden çok daha zorbaydı. İşte İsa, bu zorba düşmandan bizleri kurtarmak için geldi. İnsanlar ‘noktaları birleştiremediler’, yani, İsa’nın ne yapacağını önceden bildiren çok sayıda peygamberliği anlamadılar. İşte o peygamberliklerden biri. İsa gelmeden yedi yüz yılı aşkın bir süre önce yazılmıştır: 

“Aslında hastalıklarımızı o üstlendi. Acılarımızı o yüklendi. Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını, vurulup ezildiğini sandık. Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi. Bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza Ona verildi. Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk. Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık. Her birimiz kendi yoluna döndü. Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi.” (Yeşaya 53:4-6, Eski Antlaşma) 

24 5 500 45Bu peygamberliği okuyan Yahudilerin hangi konuda zorluk çektiğini anlayabiliyorsunuz, değil mi? Bu peygamberlikte, Roma’ya karşı çıkıp sonunda Roma’nın gücünü yıkacak güçlü bir Mesih’ten söz edildiğini hangi sözde görüyorsunuz? Göremezsiniz, çünkü ilk gelişinin amacı bu değildi. İlk gelişi. Yahudi halkı, İsa’nın dünyadaki misyonunun iki aşaması olduğunun farkında değildi. Bakalım, şu ayetlerden, İsa’nın birinci ve ikinci görünümünü ve her bölümün amacını ayırt edebilecek misiniz?  

“Oysa Mesih, kendisini bir kez kurban ederek günahı ortadan kaldırmak için çağların sonunda ortaya çıkmıştır. Bir kez ölmek, sonra da yargılanmak nasıl insanların kaderiyse, Mesih de birçoklarının günahlarını yüklenmek için bir kez kurban edildi. İkinci kez, günah yüklenmek için değil, kurtuluş getirmek için kendisini bekleyenlere görünecektir.” (İbraniler 9:27-28, İncil) 

İsa’nın ikinci gelişi, bazı insanlar için harika, diğerleri içinse tarif edilemeyecek kadar dehşet verici olacaktır. Sizin için nasıl olacağı da İsa’yla ilişkinize dayanır. İsa Mesih, ya Kurtarıcınız olacak ya da Yargıcınız. Eğer İsa Kurtarıcınız değilse ve bu ayetlerde sözü edildiği gibi ikinci gelişini beklemiyorsak, kendimizi Yargıcımızla karşı karşıya bulacağız.

“Yargıç mı dediniz?!!!”