headerLogo2b-18pt-myriadpro

Ben Cehenneme Gitmem Gerektiğini Düşünmüyorum. Siz Kimsiniz ki, Bana Sonsuzluktaki Kaderimin İsa Mesih’e Nasıl Karşılık Verdiğime Bağlı Olduğunu Söylüyorsunuz?

10 wall151 reason to like walls 45

Yine de büyük bir sorunumuz var. Biz kimiz ki, Tanrı’dan bizi bağışlaması için ilahi doğasının bir kısmında sigortaları attırmasını isteyelim? Eğer Tanrı sözünü tutup hayatta hepimizin ısırdığı yasak meyveler için hükmettiği ölüm cezasını uygulamazsa kendi doğasına aykırı bir şekilde davranmış olur. Tanrı tam adalet Tanrısı’dır. Adalet, Tanrı’nın belirleyici niteliklerinden biridir. Başka türlü davranıp yine de Tanrı olamaz. Adalet, Tanrı’nın sonsuz varlığının bir parçasıdır. Tanrı bir an adil olup sonra merhametli olmaz. Bunun size Allah tarafından öğretildiğini biliyorum fakat bu doğru değil. Böyle olsa, yan dairedeki komşudan farklı bir yanı kalmaz.  Komşum, her an patlamaya hazır bir volkan gibi. Patladığında çok uzaktan işitilebilir. Bir an gülümser ve naziktir. Sonra birden sevdikleri üzerinde korkunç bir etkisi olması gereken kırıcı sözler taşar ağzından. Nazik ama sonra cezalandırıcı. Tanrı böyle mi? Allah’tan umudunuz ancak onu iyi bir gününde yakalamak mı olacak?

İnancınızın gereklerini yerine getirmek konusunda son derece dikkatli olduğunuz halde, yüreğinizde Allah’ın size karşı hiçbir yükümlülük üstlenmediğini biliyorusunuz, değil mi? Ne size karşı ne de başkasına. 

Müslüman arkadaşlarımdan biri bunu şöyle açıkladı. Yargı Günü’nde Allah’ın önünde uzun bir sıra oluşturmuş insanları anlattı. Ne görüntü ama! Allah’ın cennete ve cehenneme gidenleri nasıl seçtiğini anlattı. Sıradaki birinci kişi cennetin nihai huzur yeri olacağına inanan her Müslüman kadar kendine güveniyordu. İmanına aşağı yukarı hep bağlı kalmıştı. Ne var ki, arkadaşım Müslüman olmanın özünün, Allah’ın bizler için biçtiği kadere, iyi ya da kötü, inanmak olduğunu söyledi. Kuran şöyle der, “De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez.” (Tevbe 9:51). Allah sıradaki ilk kişiye baktı, yaşamını gözden geçirdi ve yine de onu cehenneme göndermeye karar verdi. Sıradakiler şöyle dedi, “Allah’ın isteği olsun!” Bazıları diğerlerine göre daha az içlerinden gelerek söylediler. Gergin ve kaygılı olduğunuz zaman bağırmak zordur.  

11 image10648 dig shovel 45Sonraki kişi, camiden çok birahanelerde vakit geçirmişti. Hiç Kuran okumamıştı. Ayrıca, eşini aldatmış ve sözlü olarak çocuklarına kötü davranmıştı, özellikle de akşamdan kaldığı zamanlar. Allah’ın bu adam için iradesi neydi? Allah, bu adamın anne babasının köyündeki yeni caminin yapımı için bir keresinde büyük bir bağışta bulunduğunu biliyordu. Bu nedenle, Allah cennete gitmesini istedi.  

Kutsal Kitap’tan sizin için rahatlatıcı olacağına inandığım haberlerim var. Tanrı böyle değil! Bu senaryoya çok az benzeyen bir senaryo bile asla gerçekleşmeyecek! Kendisini Kutsal Kitap’ta açıklamış olan Tanrı eşsiz karakterine göre davranır. Tanrı, ne yapıyorsa, olduğu kişi olduğu için yapıyor. Neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda keyfi davranmaz. Tanrı hiçbir zaman insanın inancına bağlılığının sarhoş birinin bağışı kadar önemli olmadığını söylemez. Lütfen hatalıysam beni düzeltin ama size inanmanız öğretilen Yaratıcı, yaptığı şeyleri doğru olduğu için yapmıyor. Aksine, bunlar o yaptığı için doğru oluyor. Canı ne isterse onu yapabilir. 

Bu kadar kötü haber yeter!!! İşte iyi haber!!!

Tanrı’nın Kutsal Kitap’ta kendisi hakkında açıkladığı iyi haber tamamıyla adil, merhametli ve koşulsuz seven bir Tanrı olduğudur. Şöyle sorabilirsiniz, “Tanrı, aynı zamanda nasıl hem tamamıyla adil, hem de tamamıyla merhametli olabilir? Ve aynı zamanda koşulsuz bir şekilde seven bir Tanrı olabilir? Bunu anlamıyorum!”

Tanrı’nın sevgisi, insan sevgisinden çok farklıdır. Tanrı’nın sevgisi koşulsuzdur ve duygulara ya da hislere bağlı değildir. Sevilebilir olduğumuz ya da O’nda iyi hisler uyandırdığımız için bizi sevmiyor. Tanrı bizi kendisi sevgi olduğu için seviyor. Ayrıca, Tanrı bizi kendisiyle sevgi dolu bir ilişkiye sahip olmamız için yarattı. İsa’nın dünyaya geldiği zamanki görevi, Tanrı’yla günahımızın mahvettiği ilişkimizi eski gönecine kavuşturmaktı. Günahımızın verdiği zarar Eski Antlaşma’da canlı bir şekilde betimleniyor:

“Bakın, RAB'bin eli kurtaramayacak kadar kısa, kulağı duyamayacak kadar sağır değildir. Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz.” (Yeşaya 59:1-2, Eski Antlaşma)

12 image10649 footprint black 45Tanrı’yı hoşnut etmek ve Tanrı’yla aramızdaki ayrılık arasında köprü kurmak için yapmaya çalıştığımız iyi işlere ne demeli? Tanrı’nın kabulünü hak etmeye çalışma çabalarımıza ne demeli? Üzdüğüm birini selamlamak için oturma odasının diğer yanına geçmem gibi bir şey. Kirliyim, doğruluğum yok. Bu kişinin duvardan duvara beyaz halısı üzerinde bıraktığım izi azaltmak için ayakkabılarımı çıkarmışım. Pislik içimden geldiği için çoraplarımı çıkarmam ya da hamamda bir saat geçirmemin hiç faydası olmayacaktır. Kirliyim ve odada attığım her adımla durumu daha da kötüleştiriyorum. Vahiy almış peygamber şöyle söylüyor: “Hepimiz murdar olanlara benzedik. Bütün doğru işlerimiz kirli adet bezi gibi.” (Yeşaya 64:6, Eski Antlaşma)

Dış görünüşümüzü önemsemek ve iyi görünmeye çalışmak için elimizden geleni yapmanın yanlış olan bir yanı yoktur. Bizim ailede sabah ilk kalkan her zaman ben olurum, bu nedenle ilk yüzünü yıkayan da benim. Fakat ulaşamadığım bir yer var ve bu nedenle burayı yıkayamam. Benim en önemli kısmım. Tanrı’nın içimizde gördüklerinin farkında mıyız? “RAB insanın gördüğü gibi görmez; insan dış görünüşe, RAB ise yüreğe bakar.”  (1.Samuel 16:7, Eski Antlaşma)